119.511.890
Efendim şifre falan değil!
Kıttır matematiğim. Yardım edin, toplayalım lütfen.
2014 yılı. 850.000.
2015 yılı 3.437.410.
Yine 2015 yılı 3.993.050.
2016 yılı 157.250.
Yine 2016 yılı 15.388.361.
2017 yılı 16.921.900.
Yine 2017 yılı 8.485.000.
2018 yılı 4.500.830.
Yine 2018 yılı 12.507.214.
Nasıl ki, 2019 yılında yok!
2020 yılı 28.070.125.
2021 yılı 13.730.750.
Yine 2021 yılı 11.510.000.
Toplam: 119 milyon 551 bin 890 lira.
İnanmayacaksınız ama cebimizden işte bu kadar para çıktı.
Bu parayla geçen 8 yıl içinde aldığımız ağaç, çalı, çırpıyı diktik!
Diktik derken, bizim adımıza Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen dikti.
Yani dikmiş.
Yani dikmiştir.
Dikmiştir değil mi?
Yeminle bilmiyorum.
İnanması çok zor çünkü.
Matematiğim kıttır dedim, aklım kıttır demedim!
Ama bu rakam aklımı da aldı.
Çıkamadım işin içinden, bu kadar parayla kaç milyon fidan, ağaç, çalı, çırpı almışız hesap edemedim.
Nereye, nasıl dikildi bilemedim.
Kimse de bilemez.
Hadi sorun, nerede bu kadar ağaç, çalı, çırpı, “aldık, diktik, öldü, yeniledik” diyebilirler.
Oturur kalırsınız.
Tamam, cadde ve sokaklarda çalı çırpı yok değil… Her doğum, ölüm ve evlenenler için fidan dikildiğini biliyorum, lakin bunların da istatistikleri belli.
Anlayacağınız izahı yok bunun.
E, izahı olmayan şeyin de mizahı olur.
Demek ki, Sayın Mehmet Sekmen kıyamadı bize…
Galiba, “dikili ağaçları olsun” diye düşündü! Sadece bizim değil, gelecek yedi kuşak neslimiz adına dikti bu ağaçları.
Dedim ya, nereye dikti, bu orman nerede bilmiyoruz ama olsun dikmiştir!
Sonuçta bu kadar ihale yapılmış, milyonlar ödenmiş.
Saydınız değil mi, 12 ihale.
İhalelerden ikisini Göksu fidancılık diye bir firma almış.
Geriye kalanları da ÇETAŞ yani Büyükşehrin kendi şirketi.
Ağaçların nereye dikildiğini bilmediğimiz gibi ÇETAŞ’ın aldığı ihaleleri, kime, kimlere nasıl ve ne şekilde taşere ettiğini de henüz bilmiyoruz.
Ama öğreneceğiz.
Sayın Sekmen ve yeğen İbrahim’in gözde şirketleri olan ÇETAŞ, PALANDÖKEN ve ENERJİ A.Ş.’lerin aldığı ihaleler ile taşere ettikleri işler için az bekleyin.
Bakın bunlar nasıl ortaya çıkıyorsa onlar da çıkacak.
Ayrıca Sayın Mehmet Sekmen’e çok görmüyorum.
Öyle ki, Büyükşehir’in bir yığın borcu var.
Bir şekilde bu borç ödenecek.
Nasreddin Hoca’nın şu taktiğini geliştirmiş olabilir.
“Önce çalı çırpı dikelim. Onlar büyüsün, koyun sürüsü oradan geçsin, yünler çalılara takılsın. Onları toplayalım, eğirtip, ördürelim. Sonra da pazar da satıp, borcu harcı ödeyelim…”
Vallahi olur mu olur, biz de koyun mu yok!
İşin şakası bir tarafa da, gülüyoruz işte ağlanacak halimize…
Sayın Mehmet Sekmen bu kadar ağacı dikerken, aslında Büyükşehir’in yani şehrimin ocağına incir ağacını dikti de kimsenin haberi yok!
Bol yeşilli günler efendim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!