2018…
Doçentti, bölüm başkanıydı.
Temel Eğitim Bölümü Sanat Kuramı ve Eleştiri Anasanat Dalı Yüksek Lisans programının jüri üyesiydi.
20 Temmuz’da toplandılar.
Ahmet Lütfü Berkli’ye ait 143 sayfadan oluşan ‘Sanat iktidar ilişkisi ve Topluma Yansıması’ başlıklı tezi onayladılar.
Tez kabul tutanağına imza attılar.
Unutuldu gitti.
2022…
Profesördü, bölüm başkanıydı ve üstelik dekandı.
Temel Eğitim Bölümü Sanat Kuramı ve Eleştiri Anasanat Dalı Yüksek Lisans programının bu kez jüri başkanıydı.
24 Ocak’ta toplandılar.
Muhammet Emin Alp Berkli’ye birkaç soru sorup yüksek lisans programına aldılar.
İtirazlar, şikayetler…
Haklıydılar.
Çünkü Güzel Sanatlar Fakültesi’nin üç çocuk babası dekanı Prof. Dr. Yunus Berkli, iki evladını üniversiteye almış, nepotizmde çığır açmasa da güzel bir örneğe imza atmıştı.
Baba yüreği işte dayanamamış!
Dekan baba olacağına ‘baba dekan’ olmuştu.
Kendi çocuklarını kurtarırken, kaç çocuğun hakkını yediğini, kaç hayali yerle bir ettiğini gözü görmemişti.
Bırakın etik kurallarını kanun bile tanımamıştı.
Üniversitenin resmi internet sitesinde var girin bakın.
‘Atatürk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Uygulama Esasları’
5’inci Bölüm 34’üncü madde 6’ncı fıkra aynen şöyle diyor: Öğrenci ile birinci dereceden akrabalık ilişkisi olanlar, o öğrencinin danışmanı olamaz, sınav jürilerinde ve tez izleme komitesinde görev alamazlar.
Açık ve net.
Ayrıca madde 38’e de bir göz atın.
“Bu uygulama esasları hükümlerini Atatürk Üniversitesi Rektörü yürütür” diyor.
Yani top, Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı’da.
Duydum ki, olay sosyal medyada dillendirilince cezayı çocuğa kesmiş, Muhammet Emin Alp Berkli’nin sınavını iptal etmişler.
Peki, kanun kural tanımayan baba dekan ne olacak?
Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan bir fakültede, kendi çocuklarını kayıran birinin görev yapması ne kadar doğru?
Bakın, güzel sanatlar fakülteleri bir üniversitenin vitrinidir, şehrin vizyonudur.
Tiyatro, müzik, el sanatları ve daha bir çok bölümüyle şehre değer katar.
Böylesi bir kıymete gölge düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.
O yüzden Rektör hocam gelin, ‘araştırma üniversitesi olduk’ diye tebrik kabullerinize küçük bir ara verin.
Vitrinimize bir el atın.
Toplum vicdanını rahatlatmak adına gereğini yapın, biz de ‘Yeni Nesil Üniversite’ budur diyelim.
Aksi taktirde yeni nesil, sizi ve yönetiminizi hiç de hayırla yad etmeyecektir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!