İbrahim Erkal'ın hayatı
Müziğe çocuk yaşlarda sevdalanmış, 'Canısı' ile şöhrete ulaşan ve daha dün hayata veda eden sanatçı, İbrahim Erkal'ın hayat hikayesidir.
Bugün İbrahim Erkal'ın ölüm yıl dönümü. Böylesine anılmayı başarmış insanlar, belki de bu sebepten hiç ölmüş gibi hissedilmiyor. Öyleyse yeniden biyografisiyle analım...
...
90’larda "Canısı" ile kalbimize taht kuran, en güzel arabesk aşk şarkılarının mimarı, kadife sesli adam, İbrahim Erkal.
Müzik tutkusunu içinde her gün büyüterek sürdürdüğü hayatında şöhreti ve halkın sevgisini kazandı. Bunun yanında hayat, ona bir güzel eş ve üç de çocuk verecekti. Beyninde dolaşan notaların peşinden sürüklendi hayatı boyunca ve hep başarılı oldu.
Bir aydır her gün ailesinin, sevenlerinin dualar ettiği İbrahim Erkal, eşine son teşekkürünü etmeyi ihmal etmeden gidecekti.
İbrahim’in çocukluğu
İbrahim, 10 Ekim 1966’da Erzurum, Narman’da altı kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geldi. Müzik onun hayatında çocukluğundan sevdalandığı bir tutku oldu. Erzurum ileride bir şarkıcı olduğunda da kendini hissettirecekti. Doğduğu yerle harmanlanan müzik sevgisi onun çocukluğunu şekillendirdi.
Müzikle ilkokul sıralarında tanıştı
İbrahim, eğitimini doğduğu ilçede tamamladı. Okul sıraları onun için sadece Türkçe, Matematik öğrendiği bir yer değildi. O, bunlardan başka müziğe bağlanmıştı.
İçinde büyüttüğü müzik sevgisi, ilkokul sıralarında flüt çalarak başladı. Daha sonra bunu mandolin ve bağlama izledi. Kendi çabalarıyla bu enstrümanları çalmayı öğrenmiş ve onlarla bir bağ kurmuştu. İbrahim lise öğrenimini de tamamladığında artık müzikle ilgili çok şey yapmak istediğini biliyordu. Erzurum’dan müzik için ayrıldı ve Ankara’ya gitti.
İbrahim, müzik eğitimi için Ankara’da
İbrahim daha çocukken ne yapması gerektiğini anlamış ve kararını vermiş ve lise eğitiminden sonra soluğu Ankara’da almıştı. Musa Eroğlu Müzik Eğitim Merkezi’nde solfej ve nota dersleri almaya başladı.
Bir yandan da geçimini sağlamak zorundaydı. Bunun çözümünü de müzikte buldu. Geceleri Ankara mekanlarında sahne alıyordu. Bu düzen 1987’de İbrahim askere gidene kadar devam etti.
Ankara’daki düzeninden sonra askerlik için İstanbul’a gittiğinde de müzikten kopmadı. Çünkü 1988’de askerliğini İstanbul Kalender Orduevi’nde solist olarak bitirdi.
İbrahim İstanbul’da
İbrahim askerliği bittikten sonra ailesinin yanına Erzurum’a döndü. Ancak İstanbul’da kendisini müzik alanında daha çok geliştirme imkanı olduğunu anlamıştı. 1989’da İstanbul’a geri döndü.
İstanbul'da hayat biraz daha zor başlamıştı. Önce bir garsonluk işi buldu ve sonra Telden Dile Müzik Eğitim Merkezi’ne kaydını yaptırdı. İki yıl kadar bu düzende devam etti.
1991’de artık piyanist ve udi olarak sahneye çıkmaya başlamıştı. 1992’de de Tekirdağ, Kumbağ’da bu çalışmasını devam ettirdi.
İbrahim Erkal profesyonel müziğe adım atıyor
İbrahim, 1984’te, İbrahim Güzelses adıyla "Sarhoş Baki / (Erzurum Türküleri)" adını verdiği ilk albümünü çıkarmıştı. Fakat bu albüm umduğu beğeniyi toplayamadı. Bunun üzerine İbrahim, bir gün kendi adıyla piyasaya girmek için şarkı sözlerini yazmaya başladı.
1992’ye gelindiğinde İbrahim, Tekirdağ’dan İstanbul’a döndü ve Telden Dile Müzik Merkezi’ndeki öğretmen arkadaşları ile albümünü hazırladı.
Albümü elinde bir kayıt şeklinde hazırdı ve cebinde taşıdığı çok fazla umudu vardı. Müzik aşığı bir genç olarak Plakçılar Çarşısı’na gitti. Zaman geçiyordu ve artık 1993’e dahi geçilmişti. Şarkılarını bu sürece kadar birçok plakçıya dinletmişti ama elleri boş dönmüştü. Uğraşları sonuç vermiyordu ve İbrahim artık iyiden iyiye umudunu yitiriyordu. Erzurum’a dönmeye karar verdi.
Artık umutları kırılmış, yorgun bir gençti İbrahim. Erzurum’a dönmek için kararını vermişti ki, tesadüfen İskender Ulus ile tanıştı. Yolu, gözü, gönlü tekrar umuda doğru dönmüş gibiydi. İbrahim Erkal albümü, 1994’te Ulus Müzik etiketiyle çıktı.
Albümünün adı "Tutku" oldu. Kendi adına ilk albümünün adı, kesinlikle doğru seçimdi. Çünkü müzik onun hayattaki en özel tutkusuydu.
İbrahim Erkal’ın müzik kariyeri
"Tutku" albümü henüz çıkmıştı ki, aynı yıl İbrahim Erkal Galatasaray için "Ölümüne Cimbom" adını verdiği 8 şarkılık bir albüm daha yaptı. İbrahim Erkal artık hızla yükselecekti.
Önce solistlik yaptığı restorandan ayrıldı. Artık daha çok çalışması, daha çok şarkı yazması gerektiğini biliyordu. Kendini bu işe adadı.
Daha çok şarkılar yazıp, yeni albümler yapmalıydı. Öyle de oldu. İbrahim Erkal bir yıl arayla iki albüm daha yaptı. 1995’te "Sıra Bende / Aklımdasın" ve 1996’da "Gönlünüze Talibim" piyasadaydı.
"Gönlünüze Talibim" ile gerçekten de talip olduğu gönülleri fethetmişti. Çünkü bu albüm İbrahim Erkal’ın en iyi albümüydü. Hit olmayan tek bir şarkısı bile yoktu.
Özellikle albümde bir "Canısı" vardı ki, bugün bile dilimizde. İbrahim Erkal denildiğinde de muhtemelen akla gelen ilk şarkı. Bu şarkı Türkiye’nin diline boşuna dolanmıyordu. Çünkü herkesin bir ömür yarısı vardı. Belli ki, İbrahim Erkal bu detayı fark etmişti. Samimiyetiyle hak ettiği yeri kazanmıştı.
Arabesk - Fantezi En İyi Erkek ve Yılın Şarkısı, Canısı
"Gönlünüze Talibim" halk tarafından o kadar çok sevilmişti ki, 1997’de Kral TV Video Müzik Ödülleri’nde dört dalda ödüle aday gösterilmişti ve gece bitiminde İbrahim Erkal’ın iki ödülü vardı.
İbrahim Erkal, o gece "Arabesk - Fantezi dalında En İyi Erkek Sanatçı" ve şarkısı "Canısı" da "Yılın Şarkısı’’ seçildi. Ancak bu albümden kazanacakları henüz bitmemişti.
Canısı TV filmi oldu
Albüm ülke genelinde çok sevildiğinde bu durumu yapımcılar da değerlendirmek istedi. 1996’da İbrahim Erkal ve Emine Ün’ün başrolde oynadığı "Canısı" adlı bir TV Filmi çekildi. Film de halkın ilgisini çekmişti. Bundan sonra bu TV Filmi’nin dizi olması projesi gündeme geldi.
1997’de yayına başlayan dizi de en az filmi kadar sevildi. Bir dönemin reyting rekorları kıran dizilerinden biri oldu. Ama tadında bıraktılar ve dizi 26 bölüm sonra 1998’de bitti.
Elinde kendi doldurduğu albümüyle plakçı plakçı dolaşan, koşturan o genç şimdi beklediğinden fazlasına da sahip olmuştu işte. Kariyerine bu iki projeyle oyunculuğu da eklemişti ve bu burada son bulmayacaktı.
İbrahim Erkal’dan yeni albüm
1998’de Canısı dizisi bitmişti. Ancak İbrahim dizi sürecinde de şarkı yazmayı, hazırlıklar yapmayı bırakmamıştı. "Sırılsıklam" albümünü piyasaya tanıtmanın vakti de gelmişti. Bu albümde de yine gündeme damgasını vuran şarkılar vardı.
"Güllere de Küstüm, Sen Aldırma, Gavurun Kızı" şarkılarını bugün bile mırıldanırız. Hala hafızalardadır.
Bu albüm de en az "Canısı" kadar ilgi görmüştü ve üzerine projeler yapılmalıydı.
İbrahim Erkal yine setlerde
O dönem oluşan furyada en iyi kazananlardan biri kuşkusuz İbrahim Erkal oldu. Siz de hatırlayacaksınız, ne zaman bir şarkı çok sevilse hemen onun hikayelerine bir dizi, bir film projesi yapılarak o şarkı ölümsüzleştirilirdi.
İşte "Sırılsıklam" albümü madem sevilmişti o zaman hemen dizisi yapılmalıydı ve çok geçmeden İbrahim Erkal’ın başrolünde oynadığı "Sırılsıklam" dizisi çekildi. Tabii ki, bu proje de çok sevildi.
İbrahim Erkal’dan milenyum albümü
İbrahim Erkal, "De Get Yalan Dünya/Nasıl Sevmiştim" albümünü 2000 yılında milenyumun gelişiyle piyasaya sürdü. "De Get Yalan Dünya" şarkısı dillere pelesenk olmuştu bile. Albüm satışları yine mükemmeldi. İbrahim Erkal belli ki, uzun süre zirvede kalacaktı.
Milenyum da İbrahim Erkal’a yaradı. 2001 de "Su Gibi" geldi. Bu İbrahim Erkal’ın altıncı albümüydü. Bu albümden de "Aşkından Yanayım mı" şarkısı en hit olanıydı. 2002’de de "Aşkname" albümünü yaptı.
2004’te "Gönül Limanı" albümü müzik piyasasındaydı. Bu albümde "Yandım" şarkısını Zara ile düet yaptı.
İbrahim Erkal evlendi
İbrahim Erkal, İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yeğeni Filiz’e aşık oldu. Şöhretinin zirvesinde olan İbrahim Erkal, Filiz Akgün’e evlenme teklif etti. Onun artık Filiz Erkal olmasını istiyordu.
Çift 2003’te sanat ve siyaset dünyasının birleştiği ses getiren bir düğünle evlendi. Temmuz 2004’te Dilara Hatice adını verdikleri ilk çocukları dünyaya geldi. İbrahim Erkal, artık baba olmuştu, ondan mutlusu yoktu.
2005’te oğlu Erenalp’in de doğumuyla mutlulukları taçlandı. Bir çocukları daha olacaktı, ancak sevinecek çok az zaman bulacaklardı.
Ulus Müzik’ten ayrıldı
İbrahim Erkal, 2006’da Ulus Müzik ile son albümü "Yüreğinden Öpüyorum/Gülüm"ü çıkardı. Albümdeki "Avuçlarımda Tutamadım" dönemin en iyi şarkıları arasında yer aldı. Bu İbrahim Erkal’ın dokuzuncu albümüydü ve bundan sonra 12 yıldır çalıştığı Ulus Müzik’ten ayrıldı.
Bundan sonra yoluna başka müzik şirketleri ile devam edecekti.
Ulus Müzik’ten ayrıldıktan sonraki ilk albümü 2008’de çıkardığı "Aranağme" oldu. Bu albüm "Sen Bana Lazımsın" şarkısı sayesinde beğenildi. Bunun dışında diğer albümleri kadar ses getirmemişti.
2011’de "Burnumda Tütüyorsun" piyasadaydı. Albümün tanıtımı TV programlarında dönüyordu. Bu kez bir zamanlar gördüğü ilgiyi göremiyordu albümleri.
Elbette dinleniyordu. İbrahim Erkal severler onun şarkılarına ilgi duymaya hep devam etti. Bundan sonraki ilk albümü dört yıl sonra çıkacaktı. Bu ara boyunva sadece TV proramlarına çıktı, ve konserler verdi.
2015’te "Nefes 1" adını verdiği on ikinci albümünü çıkardı. Albümdeki "Vur Dibine" çok beğenildi.
2017’de, ki bu son albümü olacaktı, "Ömrüm" adını verdiği albümünü piyasaya sürdü. Ömrü dolmak üzereyken bu isim de ilk albümünün ismi kadar anlamlı ve manidardı.
İbrahim Erkal öldü
Evet, son albümünün adının "Ömrüm" oluşu manidardı, çünkü ömrü dolmuştu.
Talihsiz an 12Nisan 2017’de yaşandı. Evinin otoparkında tansiyonunun düşmesi sebebiyle kafasını çarpan İbrahim Erkal beyin kanaması geçirmişti ve hemen yoğun bakıma alındı.
Oysa daha 10 gün önce üçüncü çocukları dünyaya geldiği için çok mutluydu Erkal çifti. Ancak bu olay her şeyi bir anda görünmez kılmıştı.
Bir ay süren sessiz ve sancılı bekleyişin üstüne İbrahim Erkal’ın beyin ölümünün gerçekleştiği haberini aldık. Yaşam destek ünitesine bağlı olarak organları çalışmaya devam ediyordu, ancak beyni ölmüştü. Beynindeki tüm notalar da muhtemelen kablolardan kalbine geçmişti. Alyuvarları bu görevi zevkle yapıyor olmalıydı.
Biricik hayat arkadaşı Filiz’in karar vermesi gerekecekti. Bir gün "Benimle evlenir misin?" sorusuna cevap vermek üzere olduğu anı düşündü belki en çok. Çünkü aynı kalp bugün "Beni öldürecek misin?" diye soruyordu ve bu kez vücudunu saran adrenalinin mutlulukla bir ilgisi olmayacaktı.
Ancak İbrahim Erkal’ın kalbi eşinin bu zor kararla mücadele etmesine razı olmadı ve 11 Mayıs 2017 saat 22:10’da durdu. İbrahim Erkal hayatına veda ettiğinde sadece 50 yaşındaydı.
Eşine, üç çocuğuna ve sevenlerine zamansız veda etti. Şimdi notalarını kalbine doldurmuş ruhuyla gökyüzünden izliyordur sevdiklerinin üzerine yağan yağmurları. Onu tanıyamayacak çocuğu, artık ona ölümsüz şarkılarından dokunacak işte. Bütün bunlar için de Filiz Erkal’a çok iş düşecek tabii.
Kalbinden, ruhundan ayırmadığın notalarla yolun ışık, ruhun şad olsun adam…
Damla Karakuş-Ensonhaber
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!