Babasının parasını vermedi.
Cebinden de vermedi.
Mersin’e, Ağrı’ya yaptığı gibi belediye bütçesini de aktarmadı.
İş yaptırdığı müteahhitlerden, iş insanlarından destek aldı, kaynak sağladı.
Kendisi açıkladı, “bazen borç bile aldık” dedi, (ama ne kadar borç aldıklarını) demedi.
Kabul edelim yetenekli.
Öyle ya da böyle bunca zaman kulübü ayakta tuttu.
Eyvallah.
Yeri geldi eleştirdik, şimdi de yeri geldi teşekkür edelim.
Ama…
Bir dakika!
Bir kez daha spora siyaset karışınca olanları gördük.
Resmen posta koydu.
Gözdağı verdi.
“Benden bu kadar… Sanki mecburmuşuz… Kim alıyorsa alsın… Alt yapıyı da bırakıyorum… Gelsinler alsınlar… Görelim bakalım kim ne yapacak… Hevesli olanları görelim bakalım… Kimse bana güvenerek yola çıkmasın…” dedi.
“İsminden Büyükşehir’i de kaldırıyorum” deyip sanki rütbe söktü!
Bir tek, “verin topumu ben gidiyorum” diye ağlamadığı kaldı.
Tamam, kızdın da niye, ne oldu?
Eleştirmişler!
Sosyal medyada hastagh açıp ‘çek elini’ demişler.
(Bu noktada dikkat çekeyim! Taraftar kılığına bürünerek, itibar suikastçılığına soyunan ya da ‘eleştiri’ diye küfür edenleri asla ama asla savunmuyor, söylediklerini de yazdıklarını da aynen kendilerine iade ediyorum.’
Evet, sırf ‘eleştirmişler’ diye ‘kıymetini göstermek’ için Başkan Mehmet Sekmen elini eteğini BB Erzurumspor’dan çekmiş.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın hemen her gün sosyal medyada adeta linç edildiğini unutan ve siyasette ‘kurt’ nitelendirmesi yapılan, Mehmet Sekmen’den bahsediyoruz.
Eleştirilmiş!
Sırf eleştirildiği ya da üç beş kendini bilmezin hakaretine uğradığı için destek vermeyecekmiş.
Ne yalan söyleyeyim ben yemedim!
Henüz bir şey bilmiyorum ama nedense ‘bu tavrın altında başka bir şey’ olduğuna inananlardanım. Belki de yanılıyorumdur ama hemen belirtmek isterim ki, Sekmen’in bırakması taraftarı da değilim. Tabi konumuz bu değil.
Bırakır bırakmaz kendi tercihi.
Lakin bu üslubu, bir Şehrül-Emin’e yakışmadı.
Yaptıklarını inkâr edenler olabilir, kulüpteki yönetim anlayışını beğenmeyenler olabilir ki, yıllardır ‘yönetime tutturduğu’ isimleri ya da futbolcuya, hocaya karışmasını hatta maç sırasında telefonla taktik vermeye çalışmasını herkes eleştiriyor.
Ama ‘eleştiri var’ diye “ne haliniz varsa görün” demek bir siyasetçiye yakışır mı?
Erzurumspor Sekmen’in en önemli seçim argümanı değil miydi?
Seçimden önce ‘ben önce siyasetçi sonra spor adamıyım, Erzurum’u da Erzurumspor’u da kurtaracağım’ vaadinde bulunmadı mı?
Eyvallah, kurtardı da.
Her şampiyonluk sonrası kupaları alıp tribünlere koşmadı mı, omuzlara alınmadı mı?
Bugün onu eleştiren herkes teşekkür edip, ‘büyük başkan’ tezahüratlarıyla alkış tutmadı mı?
Şimdi ne oldu?
‘Yok efendim eleştirdiler, yok efendim hakaret ettiler, yok efendim kıymetimi bilsinler…’
Küstüm oynamıyorum. Komik değil mi?
Sayın Sekmen’in belediye icraatları da eleştiriliyor.
Daha geçen gün yazdım.
Koskoca Büyükşehir Belediyesi, 2,5 milyon borç için mescide haciz koydurtmadı mı?
Her birini sıralayıp vaktinizi almayayım, sonuçta eleştirildiği bir yığın konu var.
Bu durumda da istifa etmesi gerekmiyor mu?
Aynı şey değil mi?
Pardon aynı değil, BB Erzurumspor’da ‘onursal’, Büyükşehir’de başkan!
Ne güzel kılıf!
Bakın o TV programında spor adamı Nazım Saraçoğlu yayında aynen şunları söyledi:
“Üçüncü ligden çıkarken başka bir başkan…
İkinci lige çıkarken başka bir başkan…
Birinci lige çıkarken başka bir başkan…
Süper Lige çıkarken başka bir başkan...
Kulüpte başkanlar değişmiş ama değişmeyen tek şey var onursal başkan!”
O başkanlarında belki başına geldi, eleştirildikleri ya da hakarete uğradıkları için mi gittiler?
Tüm camia biliyor ki, her biri Sayın Sekmen’den bir ‘tık’ fazla PR yaptı, bir adım fazladan onun önüne geçtiler diye ipleri çekildi.
E hani ‘onursal’?
Sayın Sekmen bu noktada ‘cefasını ben çekiyorum, sefasını onlar sürüyor’ diye düşünmüş olabilir! Buna ihtimal veririm ama Erzurumspor konusunda, ‘destek vermezsem bu takım 2’nci, 3’üncü lige de düşebilir hatta kapanır, böylelikle kıymetim anlaşılmış olur’ diye düşünmüş olabileceğine ihtimal vermek istemiyorum.
Tüm bunlar yanlış değil mi?
Hal böyleyken kimse çıkıp demedi ki, Sayın Başkan, siz Şehrül-Emin’siniz.
Şehir gibi bu takım da ‘şimdilik’ size emanet!
Her ne olduysa açık açık ya bu işin aslını söyleyin ya da yarın öbür gün yine elinizde ‘olacak - kalacak’ bu camiayı hallaç pamuğuna çevirmeyin.
Sizin de değiniz gibi bu kulüp yeri geldi zeytine ekmeğe muhtaç oldu ama hiçbir zaman reva gördüğünüz şu muameleye uğramadı.
Şimdi topunuzu alıp gidecek misiniz, yoksa Erzurumspor’un topunu mu patlatacaksınız?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!