Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’ne açık mektup!
Oltulu Muhsin Ganioğlu, Oltu’nun iklim uygunluğu ve tarımla uğraşan kişi sayısı bakımından göçün de önüne geçmek amacıyla ilçeye Uygulamalı Tarım Meslek Yüksek Okulu kurulmasını önerdi.
Konuyla alakalı bir yazı kaleme alan Ganioğlu, Atatürk Üniversitesi’ne de çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Bütün siyasi mülahazalardan beri olarak; Kendime, insanlarımıza ve Ülkemize karşı sorumluluğumun, çalışma hayatım boyunca edindiğim tecrübelerin gereği olarak aşağıdaki satırları takdirlerinize sunuyorum.
Bilindiği üzere Erzurum’un ve Doğu’nun şirin ilçesi Oltu; Geçmişi M.Ö. 1000 li yıllara dayanan, İpek yolunda önemli bir kavşak noktasında bulunan, ortasından Çoruh Nehrinin en büyük kollarından birisi geçen ve geniş bir havzaya sahip olan, etrafı yüksek dağlarla çevrili, vadi içindeki orta ölçekte bir ilçedir. Geçmişte Urartular, Medler, Persler, Bizans, Sasaniler ve Arapların hüküm sürdüğü OLTU, daha sonra Selçukluların ve Osmanlıların yönetiminde kalmıştır.
1878 yılındaki Osmanlı-Rus savaşı sonrasında tam 40 yıl Rus ve Ermeni zulmüne maruz kalan Oltu, Rusların bölgeden çekilmesiyle birlikte 1918 yılında Doğu Anadolu’nun bir çok ili ve ilçesi gibi kurtuluş savaşı verdikten sonra kendi kanton devletini kurmuş ve 1920 yılında da Türkiye Cumhuriyetine katılmıştır.
Yaşadığı en az 3 bin yıllık yerleşim tecrübesi, Oltu’yu adeta bir açık hava müzesi haline getirmiştir. İlçenin tam ortasında bulunan ve Dünyada eşi olmayan büyüklük ve heybetteki OLTU KALESİ; 3000 yıldan beri gelen geçen bütün devletlere, toplumlara ve insanlara şahitlik etmiş ve etmeye devam etmektedir.
Ancak Erzurum’un bu güzide ilçesi, yıllardan beri özellikle ekonomik sebeplerle göç vermekte, yaklaşık 30 yıldan beri nüfus artmadığı gibi azalmakta, demografik yapı sürekli bozulmakta ve var olan üretim gücü de sürekli düşmektedir. Yeterince tarım ve sanayileşme olmayan Oltu’da nüfusun bu şekilde azalması İlçenin geleceğini de tehdit etmektedir.
Yukarıda da değinildiği gibi Oltu, Çoruh nehri havzasında bulunan ve derin vadilerde arıcılık ve özellikle küçükbaş hayvancılığın yapılmasına elverişli her türlü çiçek ve otlağın bulunduğu dağ ve yaylalar bulunmaktadır. Bunun yanında özellikle Oltu Çayı havzasında tarıma elverişli olmakla birlikte miras sebebiyle bölünmeye uğramış sınırlı büyüklükte tarım arazileri bulunmaktadır. Yine Oltu kayısıdan elmaya, kirazdan cevize kadar birçok uzun yıllık bitki yetiştirme imkanına sahip olmanın yanı sıra çeşit olarak birçok yıllık bitki ekimine de uygun bir iklime sahiptir.
Önceki yıllarda sahip olunan küçükbaş hayvancılık da gerek göçler sebebiyle gerekse de uygun ırk ve bakım imkanlarına sahip olunamadığından sürekli azalma göstermiş ve İlçenin kendi ihtiyacını bile karşılayamaz hale gelmiştir. Öyle ki; sadece Oltu’da kebap ocağı olarak faaliyet gösteren irili ufaklı yaklaşık 25 adet lokanta ve kebapçı işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerde günlük olarak 70-80 küçükbaş hayvan tüketimi yapılmaktadır. Bu sayı yıllık olarak 25 ila 30 bin adete ulaşmakta ve 200-250 adet aile işletmesinin üretimine tekabül etmektedir. Bu hayvan varlığının değeri de bugünki fiyatlarla yıllık 150-200 milyon TL ye ulaşmaktadır. Maalesef coğrafi işaret bile alan “OLTU CAĞ KEBABI”nın eti, Balıkesir’den Iğdır’dan veya Ankara Polatlı’dan getirilmektedir. İhtiyaç duyulan küçükbaş hayvanlar neden Oltu'da üretilmesin?
Yine Oltu’da Çoruh nehri havzasına doğru artış göstermekle birlikte küçük çaplı olarak örtü altı tarım faaliyeti de sürdürülmektedir. Fakat bu işletmeler ölçeğe uygun olmayan, küçük ölçekli olarak tarım faaliyeti sürdürmenin yanı sıra özellikle uzman seviyesinde çalışanlardan mahrum bulunmaktadır. Esasen bu durum büyük bir potansiyelin de varlığına işaret etmektedir. Gerek mevcut arazi yapısı ve gerekse miras vb sebeplerle arazi ölçeklerinin küçülmesi, birim zaman ve alanda en fazla üretim imkanı verme açısından örtü altı tarımın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Ancak bilgi ve nitelikli eleman yetersizliği örtü altı tarımın önündeki en büyük engellerden birisidir.
İklimi, arazi ölçek ve niteliği itibariyle örtü altı tarıma uygun olan Oltu da; bu sektörde gelişme sağlanırsa, Oltu’nun bölgedeki en önemli örtü altı tarım üreticisi konumuna geleceğine ve işi daha da ileri götürerek tarımda ihracatçı konuma geleceğine inancım tamdır.
Küçükbaş ve örtü altı tarımın yanında Oltu’nun en büyük üretim potansiyelinin bir diğeri de arıcılıktır. Bu alanda da nispi bir gelişme sağlanmış fakat yine de uzman personel, marka ve pazarlama stratejileri açısından da yetersizlikler bulunmaktadır.
Yaşadığımız bu çağda gıda güvenliği açısından en kritik döneme girilmektedir. Küresel iklim değişiklikleri, kuraklık, dengesiz yağışlar vb. hususlar tarımsal üretimleri olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple kaynakları yerinde ve zamanında kullanarak uygun maliyetle verimli tarımsal üretim yapmak, hem ülkemiz hem de bölgemiz açısından büyük önem arz etmektedir.
Yukarda bahsedilen her üç alanda da; yapılan işi geleneksel anlayıştan çıkararak, bir işletme mantığında hareket edecek, yaptığı işin uzmanı olan, işin fizibilitesi ve maliyetini çıkarabilecek, aile işletmesi kurabilecek genç dinamik kadın-erkek teknisyen seviyesinde insanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Maalesef bu alan İlçemizin ve bölgenin en büyük ihtiyacıdır.
Bu ihtiyacın giderilmesi için Oltu’da Atatürk Üniversitesi’ne bağlı çok da büyük kapasitesi olmayan küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık işletmesi, arı kolonileri ve örtü altı tarım seraları bulunan, değerini kaybetmemesi için gereğinden fazla talebe mezun etmeyen Uygulamalı Tarım Meslek Yüksek Okulunun açılması çok faydalı olacaktır.
Bunun için gereken alt yapıların Oltu’da bulunduğunu düşünüyorum. Sizin değerli iradeniz buna yeter.
MUHSİN GANİOĞLU KİMDİR?
Oltu’da doğdu, ilk ve orta eğitimini Oltu’da aldı. 1987 yılında Atatürk Üniversitesi İİBF İşletme bölümünden mezun oldu. 1990 yılında iş hayatına başladı, 2004-2017 yılları arasında 13 yıl Enerji Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı ve 2017 yılında emekli oldu.
Şimdilerde bir maden şirketinde yöneticilik yapmanın yanında, kiraladığı bir arazide endüstriyel bitkiler tarımı ile uğraşmaktadır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!