Ajanslar aynen böyle servis etti.
“Erzurum’un Rabia Ana mahallesinde yaşayan ve ‘yabancı uyruklu’ oldukları belirlenen çocuklar pazarcılara taş attı...”
30 saniyelik haberlerde görmüşsünüzdür.
Ortalık karıştı.
İki kişi yaralandı.
Kavgayı ayırmaya gelen polis de taşlardan nasibini aldı.
Ama onlar yaralı olarak kayıtlara geçmedi!
İnternette uzun metrajlı görüntüleri var.
Açın bakın.
Sırtına isabet eden taştan sonra bile canının acısını unutan polisimizin, ‘yabancı uyruklu’ çocukları korumak için yaptığı hamle yansımadı haberlere.
Sırtı morarsa da, kafası kırılsa da o yaralı değildi!
Medyamız bunları görmedi!
Medyamız utanmasa, ‘Suriyeli’ diyemedikleri için ‘yabancı uyruklu’ diye tanımladıkları ‘misafir’lerimizin polisimizi taşladığı anları bile blur’layacaktı.
Dikkat edin lütfen!
Bu gibi olaylarda polisin yaralandığını görmemekte ısrar eden medyamız, biber gazı ve cop görüntülerini temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor.
Peki, yaralı polisimiz, polislerimiz!
Allah göstermesin sadece şehit olduklarında mı kahraman oluyorlar?
Baksanıza, medyamıza göre öyle!
Gelelim ‘misafir’lerimize...
Misafir olmaktan çıkan sınır komşularımızı başımıza tac ettik.
Eyvallah dedik.
Para verdik, aş verdik, iş verdik, imtiyazlar tanıdık.
Ülkenin hemen her yerinden gelen bu tür olaylara rağmen ‘yeter artık’ da demedik.
Ancak komşu şımardı, haddini aştı.
Duyuyorsunuz haberleri taciz, hırsızlık ne ararsan var.
Alın işte son olarakta polisimizi taşladılar.
Komşu komşuluğunu, misafir misafirliğini unuttu.
Nabzını tuttuğum şehrim bu durumdan rahatsız.
Bu anlamda bir kontrol mekanizması şart oğlu şarttır!
Aksi taktirde bu ve bunun gibi olayların önünü alamayız.
Her seferinde polisimiz arada mı kalacak?
Kalmasın.
Örneğin; Erzurum’da yaşanan bu olayda polisimize taş atan kişi ya da kişiler derhal sınır dışı edilsin.
Toplumun vicdanı ancak böyle rahatlar.
Komşu, misafir her neyse onlar da ayağını denk alırlar.
Ha bir de Göç İdaresi diye bir yer var.
Bi zahmet şu işlere bir baksa nasıl olur?
1
0
0
0
0
0
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!