“Ağzınızı açarsanız sizi keserim”
“Konuşan olursa annesini babasını öldürürüm”
10 – 12 yaşındaki çocukları işte böyle tehdit edip, tecavüz ettiler.
Porno film izlettirdikleri çocukları, ucu yanık sopayla dövdüler.
Utanmadan, arlanmadan rezilliklerini kayda aldılar.
Diyanet’e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Kur’an Kursu’nda yaşanan iğrençlikler satır satır yazıyor iddianamede.
Yazılmayanı ben yazayım.
Ört bas etmek istediler bu rezaleti.
Kol kırılsın yen içinde kalsın dediler.
Müthiş bir fikir geldi akıllara!
Aylar boyunca tecavüz ve işkenceye uğrayan çocuklardan haberi olmayan Müftü Şahin Yıldırım, sanki bir şey yaşanmamış gibi yurdu kapatıp, çocukları başka yurda aldı.
Ama kendi iddianamede yer almadı!
Birkaç resmi yazı, iş bitti.
Sadece o değil, sanık belletmen dışında tutuklusu olmayan olayda, yurt sorumlusu ya da denetçisinin ismi geçmedi.
Yırttılar mı şimdi?
Bilmiyoruz.
Adalet er ya da geç tecelli edecektir.
Ancak bir gerçek var ki, çocuklarımızın haftalar boyu işkence ve tecavüze uğramasından haberi olmayan Müftü Bey, maşeri vicdanda hüküm giymiştir.
Zerre vicdanı varsa hakkını veremediği o koltuktan kalkmak boynunun borcudur.
Ama nerde o yürek?
Maşeri vicdan demişken, bakın aklıma geldi.
Kanaat Önderleri Derneği’nin ‘iman ölçer’ Başkanı İbrahim Özmen, Erzurumluluğumu sorgulamış, bana dil uzatmış.
Bakın neler demiş!
“Derneğimizin amaç ve gayesi olan toplumum sosyal sorunlarını dile getirmek, bu sorunlara çözüm üretilmesinde önayak olup, yapılacak çözümün devamını sağlamaktır.”
“Basın özgürlük zırhına bürünerek asparagas haberlerle hemşerilerimizi yatırım yapanlara karşı kin ve nefrete beslemelerine zemin hazırlayan Onur Sağsöz…”
“Evliya Çelebi demiş ya çok gezen mi bilir, çok okuyan mı bilir. Çok gezen, çok yer gören, çok şey öğrenir. Çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilmez, bilemez. Onun için sen bilemezsin Sağsöz daha çok gezmelisin.”
“Elinize geçen 3 kuruş için şehrinizi satmayın, çünkü ben kitap değil insan okurum.”
Son satırda sesli güldüm.
Adetim değildir, Erzurum tabiriyle böylesi ‘devamsız’ söylemlere cevap vermek ancak “sosyal sorunları dile getirmek” kısmını okuyunca muhatap aldım.
Bakın İbrahim Bey!
Bu şehir sizi tanımaz bilmez.
İsim yapmak için bazı siyasilerden destek alıp dernek kurmuş olabilirsiniz.
Derneğinizin adı olabilir ama kandırmayın kendinizi siz kanaat önderi falan değilsiniz.
Siz kitleleri peşinden koşturamazsınız.
Çünkü sizi bir kez dinleyenler bir kez daha dinlememek için üzerine para bile öder.
İnternette var izleyin kendinizi ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Ayrıca bana çamur atmakla şöhrete de ulaşamazsınız. Öyle ki, asparagas haber yaptığım iddianızla müfteriliğin ötesine geçemezsiniz.
Kendi ifadeniz… Gezmekten fırsat bulup iki satır bir şey okumadığınız için benim neler yazdığımı, bu şehir için neler yaptığımı da bilmezsiniz.
O ki, derneğinizin kuruluş amacı toplumun sosyal sorunlarını dile getirmek, gelin size yol göstereyim.
Okumuyorsunuz ya haberiniz olmamıştır, bakın şehrimizde çocuklarımız tecavüze uğradı. Müftülük olayın üstünü kapatmaya çalıştı.
Hani kitap okumuyor, insan okuyorsunuz ya, o çocuklar, anne ve babaları da insan.
Hadi görelim sizi onları okuyun!
Onların dertleriyle dertlenseniz, ben yerine bu konuyu gündeme taşısanız belki yine kanaat önderi olamayacaksınız ama derneğin kuruluş amaçlarından birini gerçekleştireceksiniz.
Son bir tavsiye… Biraz zorlayın kendinizi ve iki satır kitap okuyun!
Kelimeleri yan yana getirebilmek adına bu çok önemlidir.
Yine de siz bilirsiniz.
0
0
0
0
0
0
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!